12 Haziran 2016 Pazar

Peşin Peşin...



Not: İş bu yazı, turnuvada işler bizim adımıza kötü gittiğinde neler konuşacağımızı dair bilgiler içermektedir.

Ülke futboluna dair sorunlar çözüm beklerken, muhtemelen biz Euro 2016 boyunca, pusuya yatırdığımız, konuşmak için maçların oynanmasını beklediğimiz, bildik polemiklerle vakit kaybediyor olacağız.

Her ne kadar son hazırlık karşılaşmalarında başarılı sonuçlar elde etsek de milli takıma dair soru işareti taşıyıp, homurdandığımız meselelerden ilki Mehmet Topal’ın stoper bölgesinde tercih edilmesi oldu. Bu durumun bu kadar gündemde kalması, hiç şüphesiz Ömer Toprak’ın milli takıma davet edilmemesinin de bir sonucu.

Terim’i anlamaya çalıştığımızda bunun en mantıklı izahı, kendisinin Topal-Balta ikilisinin gösterdiği bütünlük ve uyumdan memnun olması şeklinde olabilir. Terim eskiden beri bilinir ki, iyi oynayan, sonuç aldığı oyuncuları bozmaya eğilimli bir teknik direktör değil. Ömer Toprak kuşkusuz, mevcut kariyeri itibariyle ve de performansıyla, stoper bölgesinde kağıda ilk yazılacak isim, ancak Terim Topal-Balta ikilisine görünen o ki öylesine inanıyor ki, Gökhan Töre olayı ile beraber, Toprak’ın turnuva boyunca kulübede kalmasının bu ikili üzerinde yaratacağı baskıyı bildiğinden, ilgili eleştiri ve polemiklerden sıyrılmak için, onu baştan kadroya almayarak, sorunu bir şekilde çözmeye ve bu tartışmaların en azından turnuva sonunda yapılmasını sağlayacak bir yöntemi tercih etti.



Son maçlarda gösterdiği formu sebebiyle, aslında bizim de biraz birbirimizle konuşmaya cesaret edemediğimiz bir diğer konu, kaleci konusu. Özellikle son Fenerbahçe maçında ve milli takımın hazırlık maçlarında gösterdiği performansla tartışmalara son noktayı koysa da, yiyeceği ilk hatalı golde bizler maalesef televizyon ekranlarında ve sosyal medyada “Volkan Demirel neden yok? Onu Kıvrak nasıl kulübede durur?” gibisinden polemiklerle vakit kaybetmeye devam edeceğiz.

Kişisel kanaatim şudur, Babacan iyi bir kalecidir, milli takımı hak etmiştir, her kaleci gibi hatalı goller yiyebilir.

Bizim milli takımla ilgili çokça konuşacağımız bir diğer konu da Arda Turan olacak, açıkçası Barcelona’da çok da parlak bir görüntü çizmiyor ve bizim en ufak bir hareketini dahi gündeme getirdiğimiz, eleştirdiğimiz Arda, hazırlık maçlarındaki durağan görüntüsünü sürdürmeye devam ederse, olası olumsuz sonuçlarda gündemde yer işgal etmeye devam edecek.

Euro 2016, Hakan Çalhanoğlu’na yer arayacağımız bir turnuva olacak. Forvet arkası mı? Kanat mı? 4-1-4-1 düzeninde göbekteki ikiliden biri mi? Sonuçlar olumsuz olduğunda hep bunu konuşacağız.


Oğzuhan’dan Beşiktaş ile bu sene yakaladığı formu bekleyeceğiz ve onun bu çıkışında rolü olan Şenol Güneş’ten bahsedeceğiz. Terim’i eleştireceğiz, Oğuzhan’ı neden farklı kullanmıyor diye.

Fenerbahçe ile kopma noktasına gelen ve adı Beşiktaş ile anılan Gökhan Gönül’ün ayağını denk alması gerekir, zira sözleşmesi çok kötü bir zamanda sona ermiş. Yoksa formsuz bir görüntü çizdiğinde, bizler bunu nereye bağlardık? Gözümüz üzerinde Gökhan!

Burak golleri kaçırdıkça Cenk Tosun ve oyunu ileriye taşıyamadıkça ise yeni yıldızımız Emre Mor akıllara gelecek.


Şunu hatırlatmakta fayda var, biz Euro 2012 elemelerini, bu sene yapılacak turnuvaya gruplarından lider çıkarak katılan Belçika ve Avusturya’nın önünde ikinci olarak tamamlamıştık. Play-Off’da Hırvatistan’a kaybettik ve Euro 2012’ye katılamadık. Başarısız ilan ettiğimiz ve sorumlu gördüğümüz Hiddink’i gönderdik.

Euro 2016 eleme grubunda ne oldu? Biz grubumuzu üçüncü tamamladık.

Euro 2012’de ikinci olup Play-Off’da kaybettiği için Hiddink’i kovaladık, bu eleme grubunda üçüncü olduk ve teknik ekip ile oyuncularımız omuzlara aldık, bir mucizeyi gerçekleştirdiler diye. Peki, o günden bugüne ne değişti?

2012’den bu yana futbolla ilgili yönetimsel sorunlarımızı, alt yapı sorunlarımızı, tesisleşmeyi vs. neyi çözdük? Yoksa çözdüğümüz için mi Euro 2016’da varız?

Euro 2012 elemelerinde grupta ikinci oldu diye Hiddink’i göndermeye, Euro 2016 elemelerinde ise üçüncü olup, turnuvaya katılıyoruz diye zafer sarhoşluğuna kapılmaya hakkımız var mı?



Ülke futboluna dair dağ gibi sorunlar henüz çözülmemiş ve gözümüzün içine bakmaya devam ediyor.

1 yorum: