İstedikleri oyuncuyu, teknik direktörü, sportif direktörü,
scout ekibini, alt yapı organizasyonunu elde edebilecek, büyük finansal
imkanlara sahip, İngiltere futbolunun son 15 yılına damga vurmuş 4 kulüp
arasından sıyrılıp şampiyon olan Leicester City yıllar boyunca belleklerden
kazınmayacak bir başarıya imza attı. Bu şampiyonluk kuşaktan kuşağa anlatılacak
olan, içinde farklı faklı harikulade hikayeleri barındıran; cadıların, öcülerin
olmadığı gerçek bir masal. Şimdiden kitaplara, belgesellere, filmlere konu
olacak bu şampiyonluk yavaş yavaş keyifle sindiriledursun, futbolla yatıp
kalkan insanların akıllarına şu soru gelip düğüm oluyor: Leicester City seneye
ne yapar?
Başarı beklentinin ne derece karşılandığına verilecek
cevaptır.
Gazetecilerin Leicester City teknik direktörü Claudio Ranieri’ye
önümüz sezonu sorduklarında, hedeflerinin ilk 10 olduğunu belirtti. Aynı soruyu
önümüz yıl Chelsea’yi çalıştıracak Antonio Conte’ye, Manchester City’i
çalıştıracak Guardiola’ya ya da Manchester United’da futbolu yönetenlere
sorsanız cevabı bellidir: Şampiyonluk.
Hedefi harcadığınız para belirler, geçen sene ne yaptığınız
değil.
Leicester City’de futbolu yönetenleri bu transfer döneminde
zorlu bir süreç bekliyor, muhtemelen Vardy ve Mahrez gibi gözde birkaç
oyuncularını kaybedecekler ve ele geçen kaynakları nasıl kullanacaklar?
Leicester City sezon boyunca bir bütünlük içinde oynadı.
İstedikleri zaman çok rahat, baskılı ve organize biçimde hücum ettiler,
istedikleri zaman da doğru savunma yapma becerilerini saha içinde gösterdiler.
Hücumda pas tercihleri ve yüzdeleri hep yüksek oldu. Hücumda ve savunmada
sonuca ulaşacaklarını bilerek oynuyorlardı ve bu gerçekten de çok çalışmanın
bir ürünüydü. Takım yapılanmasında açıkçası biraz şansa da gereksinim duyuluyor.
Oyun planınızı yerine getirecek, o bütünü oluşturacak parçalar ne kadar
birbirine uygun? Kağıt üstünde bu sene yıldızı parlayan Vardy ve Mahrez’i Lewandowski,
Aguero gibi isimlerin yerine tercih eder misiniz? Fakat bu bütünlük içerisinde
makinenin parçalarını oluşturan bu oyuncular o kadar verimli oynadılar ki,
isimleri çoğu üst düzey oyuncuların önüne geçti. Bu ikilinin bu sene gideceğini
düşünürsek aynı üretkenliği hele hele doğru bir organizasyonu oluşturamayan bir
büyük kulüpte sağlayamayacakları aşikar. Ranieri elindeki kısıtlı imkanlarla
oluşturduğu bu oyuncu havuzunda bu bütünlüğü sağlayacak oyuncuları
yakalayabildi ve sonuç olarak İşler onun için yolunda gitti. Burada en büyük
övgüyü kendisi hak ediyor, zira bu oyuncu kadrosu nice antrenörlerin elinde
heba olup gidebilirdi.
Soru açık, seneye ne olacak?
Gidecek oyuncuların yerine monte edilecek uygun oyuncuları
bulmak ilk hedef, kağıt üstünde daha özel ve pahalı oyuncuları yerleştirmek
değil. Ranieri’nin açıklamasıdan bunu anlıyoruz, çünkü açıkladığı hedef bize
şunu gösteriyor ki futbolcu transferlerine yatırılacak paralar çokça olmayacak.
Ranieri ve ekibinin yaptıkları 38 maçlık bir maraton için asla küçümsenemez ve
rastlantı olamaz. Diğer takımların yaşadığı kaosu örnek vererek bu başarıyı küçümsemek
art niyettir. Ranieri ve ekibi bu seneki şampiyonluğu, kaybedilecek oyuncular
sonrası yapılanmada müthiş bir referans ve temel olarak kullanacak. Elde edilen
başarı yani şampiyonluk doğru analiz edilebilirse ilerisi için takım adına uzun
vadeli daha aydınlık bir gelecek kurulabilir görünüyor.
Jurgen Klopp Liverpool’un başına geçtiğinde kendisine bir 4 yıl sabredilirse kulübe bir şampiyonluk kazandırabileceğini söyledi. Bu futbolda sürüdürülebilir başarının uzun vadeli bir yapılanmayla mümkün olabileceğine güzel bir kanıt. Bu durum Leicester City için de farklı değil. Alt yapı katkılı, doğru oyuncu tercihleri ve ekonomik büyüme kendilerini hep ilk 4 içinde tutacak faktörler olarak göze çarpıyor. Uzun vadede de is en önemli unsur ekonomi. Futbolda da para her şey demek değil ama öncelik.